Büreyde radıyallahu anh şöyle dedi; Hz. Peygamber (Asm) ashab-ı kirama, kabristana gittikleri zaman şöyle demelerini öğretti: "Esselamü aleyküm ehled diyari minel-müminin ve Inna inşallah biküm lahikun. Es'elullahe lena ve lekümü'l afiyeh. ""Selam size, ey bu diyarın mümin ve müslim halkı! İnşallah yakında biz de aranıza katılacağız. Allah'ın bizi de sizi de bağışlamasını dilerim. " İbni Abbas radıyallahu anhüma şöyle dedi;Resulullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine'de bazı kabirlere uğradı. Yüzünü onlara dönerek şöyle buyurdu: "Selam size, ey bu kabirlerde yatanlar! Allah bizi de sizi de bağışlasın. Siz bizden önce gittiniz. Biz peşinizden geleceğiz. "Bundan sonra Kur'an'ı Kerim'den bildiği sure ve ayetlerden okur ve sevabını ölülerin ruhuna bağışlardı. İslam'ın İlk Yıllarında Kabir ZiyaretiCahiliye dönemi adetlerinden dolayı yasaklanmıştı. Sonradan bu durum ortadan kalkınca serbest bırakıldı. Kabir ziyaretinden maksat ölümü hatırlamaktır. Dünyaya bağlanıp kalan ve katılaşan kalplerimiz belki yumuşar diye kabirler ziyaret edilir ve oraya kadar gidilmişken onlara da selam verilip tavsiye edilen dualar yapılır. Kabir Ziyaretinde Yapılması GerekenlerKabir ziyaretinde bulunan kişinin ölüsü için dua etmesi ve Kur'an okuyarak sevabını orada bulunanların ruhlarına bağışlaması uygun görülmüştür. Kabrin başında yüksek sesle ağlayıp gürültü yapmak, kabrin demirlik ve taşlarını öpmek, onlara sarılıp ağlamak ise kabir ziyaretinin adabıyla bağdaşmaz. Elli İkinci Gece DuasıBismillahirrahmanirrahim. Allah'ümme inni es'elüke bihakkı hakkıke ve bi hakkı kibriniyaike ve bi hakkı cemalike ve ce-lalike ve bi hakkı kibriyaike ve fadlike ve keremike ya kadime'l-ihsani ya-Sadıkel va'dil emin. La ilahe illa ente süb'haneke inni küntü minezzalimin. Allah'ümme ecib da'veti bi hürmeti-ismike'l-azim ve bi hürmeti Muhammedin sallallahü te'ala aleyhi ve sellem ve ala alihi ve sahbihi ec-main. Velhamdü lillahi Rabbi'l Alemin ve la havle ve la kuvvete illa billahi'l-aliyyi'l-azim.Anlamı;"Allah'ım, hakkın, azametinin, cemal ve celalin, varlığının, fadl ü keremin hakkı için tevessül ediyorum. Ey sonsuz ihsanı olan, vadettiğini anında ve olduğu gibi yerine getiren Rabbim! Senden başka ilah yoktur. Allah'ım, ben kendime zulmedenlerdenim. Ya Rab, muazzam adını, Hazret-i Muhammed (S. A. V.)'in ve ashabının hürmetine duamı kabul eyle. Alemlerin Rabbine şükürler olsun ve kuvvet ancak Allah'u Teâlâ'nın yed-i kudretindedir. " Kabir Duasının HikmetiHalk arasında ölenin elliikinci gecesinde etleriyle kemiklerinin birbirinden ayrıldıkları ve bu esnada ölünün derin acılar içinde olduğu ve bu duanın okunması halinde etle kemiklerin ayrılması esnasındaki acıyı hissetmeyeceği gibi bir inanış vardır. Halk arasında "elli ikinci gece duası" olarak bilinen bu duayı her zaman okumanın sevabı vardır. Çünkü bir ölünün yakınının arkasından dua etmesiyle onun günahlarının hafiflemesine faydası olabilecektir.Kabir Ziyaretinin Önemi Kabir ziyaretinin, ölü ve ziyarette bulunan kimse için iki ayrı yönü vardır. Kabir ziyaretinde bulunan kimse hem ölüye duada bulunur hem de dünya hayatının fani oluşunu idrak eder. Kabirdebulunan kişinin bir zamanlar kendisi gibi sağ olduğunu, hayalleri ve emelleri olduğunu, belki de bunlardan pek çoğunu gerçekleştirmeye fırsat bulamadan öldüğünü, aynı akıbetin kendisini de beklediğini düşünmeye vesile olur, ahireti hatırlar. Ölüye dua ve istiğfarda bulunur. Bu da ölüye sevap kazandırır. |
Kabir ziyareti ile ilgili yazılanlar oldukça anlamlı. Özellikle Hz. Peygamberin (Asm) ashabına kabristanda selam vermeyi öğretmesi, ölümü hatırlamak ve öteki dünyayı düşünmek açısından ne kadar önemli. Ahireti hatırlamak, insanın dünyadaki yaşamını daha anlamlı kılabilir. Bu ziyareti yaparken dua etmenin ve Kur'an okumanın sevabı hakkında bilgi verilmesi de oldukça etkileyici. Acaba, kabir ziyareti sırasında duyulan o manevi atmosfer insanın ruhuna nasıl bir etki yapıyor? Ölümün getirdiği derin düşüncelerin, kabir ziyaretleri ile daha da yoğunlaşması doğal bir durum değil mi?
Cevap yazDeğerli Feramuş,
Kabir ziyareti, gerçekten de derin anlamlar taşıyan bir eylem. Hz. Peygamberin (Asm) ashabına kabristanda selam vermeyi öğretmesi, bu ziyaretlerin sadece bir anma değil, aynı zamanda bir ibadet ve hatırlama vesilesi olduğunu gösteriyor. Ahireti hatırlamak insanın dünya hayatına daha anlamlı bir perspektiften bakmasını sağlıyor.
Kabir ziyareti sırasında duyulan manevi atmosfer, ruhsal bir dinginlik ve huzur yaratıyor. Bu atmosfer, bireyin içsel dünyasında derin düşüncelere yol açarak, ölümü ve yaşamın geçiciliğini daha yoğun bir şekilde hissetmesine neden oluyor. Ölümün getirdiği derin düşüncelerin kabir ziyaretleriyle daha da yoğunlaşması, aslında insanın varoluşsal sorgulamalarını artıran doğal bir süreç.
Dua etmenin ve Kur'an okumanın sevabı ise bu ziyaretleri daha anlamlı kılıyor. Bu eylemler, ziyaret edilenlerin ruhuna bir bağ kurmanın yanı sıra, ziyaret eden kişinin de manevi bir mutluluk ve huzur hissetmesine yardımcı oluyor. Sonuç olarak, kabir ziyareti, hem ruhsal bir deneyim hem de ahiret inancının güçlenmesine katkı sağlayan önemli bir ibadet olarak karşımıza çıkıyor.